NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
إِسْحَقُ
بْنُ
إِسْمَعِيلَ
الطَّالَقَانِيُّ
حَدَّثَنَا
سُفْيَانُ عَنْ
ابْنِ
جُرَيْجٍ
عَنْ عَطَاءٍ
عَنْ جَابِرٍ
أَنَّ
النَّبِيَّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
نَهَى عَنْ
بَيْعِ
الثَّمَرِ
حَتَّى
يَبْدُوَ
صَلَاحُهُ
وَلَا
يُبَاعُ
إِلَّا
بِالدِّينَارِ
أَوْ
بِالدِّرْهَمِ
إِلَّا
الْعَرَايَا
Câbir (r.a)'den rivayet
edildiğine göre, Rasûlullah (s.a.v.);
Meyveyi, salahı
görünmeden ve -arâyâ hariç- dinar ve dirhemin dışında bir şey karşılığında
satmaktan nehyetti.
İzah:
İbn Mâce, ticârât
Hadis-i şerif iki
konuya işaret etmektedir:
a) Salahı görünmedikçe
meyveyi satmak menedilmiştir. Bu konu 3367 nolu hadiste izah edilmiştir.
b) Arâyâ hariç, meyve
ancak para karşılığında satılabilir. Nevevî, bundan maksadın; taze hurmanın
kuru hurma karşılığında satılmasının caiz olmayışıdır, der. Ama taze meyvenin
dinar, dirhem veya başka bir şey karşılığında satılması caizdir. Bu konu
âlimler arasında ihtilaflıdır. Geniş bilgi 3359 numaralı hadiste geçmiştir.
Arayanın manası ve
hükmü ile ilgili gen ilgi, 3362 numaralı hadiste geçmiştir.